Bu yaz, bir yolculuga ciktim. Havalar henuz sicakti ve ben tatil yapmaya fazlasiyla hevesliydim. Bavulumla havaalanina vardigimda ilk defa karsilastim, sizin dunyanizla.
Bu insanlar hepsi sabirsiz ve kizgin. Durmadan bagirip, durmadan terliyorlar.
1.8.10
Bencil
Insan kendini dinlemeye bir baslasin durmak bilmiyor. Algilar gittikce kisisellesiyor, kisisellestikce gerceklikten uzaklasiyor. Bencillestikce bencillesiyorsunuz.
25.6.10
ça voulait dire on est heureux
Sakakklarin biraz alti
Kulak memesinin biraz yani
Sakallarin bitti yer
ordan opun
sevgilinizi
eger ordan operseniz
bu demektir ki
gercekten mutlusunuz.
Kulak memesinin biraz yani
Sakallarin bitti yer
ordan opun
sevgilinizi
eger ordan operseniz
bu demektir ki
gercekten mutlusunuz.
15.6.10
.
Yokus asagi hizlica bisiklet surerken
veya
Bir anda hickirarak aglamaya baslarken
Sarhos olup dans pistinde dans ederken
veya sarhos olup
bi bar kapisinda aglarken
Yagmur altinda opusurken
Karlarin altinda usurken
Sabah okula gitmek icin uyanirken
veya
Gece televizyon acik uyuyakalirken
Cimenlerde guneslenirken
veya
Yorganin altinda sut icerken
Hasta olup atesten yatarken
veya
Mide bozup, 40 kiloya duserken
ve
Tarkan'in a-acaipsin sarkisini soylerken
sen hep ordaydin.
veya
Bir anda hickirarak aglamaya baslarken
Sarhos olup dans pistinde dans ederken
veya sarhos olup
bi bar kapisinda aglarken
Yagmur altinda opusurken
Karlarin altinda usurken
Sabah okula gitmek icin uyanirken
veya
Gece televizyon acik uyuyakalirken
Cimenlerde guneslenirken
veya
Yorganin altinda sut icerken
Hasta olup atesten yatarken
veya
Mide bozup, 40 kiloya duserken
ve
Tarkan'in a-acaipsin sarkisini soylerken
sen hep ordaydin.
bir
Bundan sonra,
ne kullandigimiz kelimelerin
ne kurdugumuz cumlelerin onemi var
Cunku anlasabilmek icin bunlarin hicbirine ihtiyacimiz yokmus
Onemli olan baska seylermis
Kelimelere dokulemeyecek kadar zor
Sadece hissedebilecegin seyler
Gozlerinden
Kalp atisindan
Elinin soguklugundan
cunku
Bundan sonra,
ben
senim
ne kullandigimiz kelimelerin
ne kurdugumuz cumlelerin onemi var
Cunku anlasabilmek icin bunlarin hicbirine ihtiyacimiz yokmus
Onemli olan baska seylermis
Kelimelere dokulemeyecek kadar zor
Sadece hissedebilecegin seyler
Gozlerinden
Kalp atisindan
Elinin soguklugundan
cunku
Bundan sonra,
ben
senim
9.6.10
Farkli seyler
Bizim suni dunyamizda, herkes ayni diziyi izler, ayni sarkiciyi dinler, ayni filme gider, ayni kitabi okur. Ayni diziyi izledigimiz insani dost sanar, kendi kendimize mutlu oluruz. Ayni yerlere gider, ayni seyleri yeriz durmadan. Iliskilerimizde ayni sekilde, benzer sekilde birbirine benzer insanlarla cikar, benzer sekilde birbirine benzer insanlar icin aldatir, benzer sekilde ayrilirz. Benzer sekilde birini sever, benzer sekilde birinden nefret eder, benzer sekilde asik oluruz. Benzer sekilde uzuluruz.
Bizim suni dunyamizda, insanlar benzer sekilde birbirine kazik atarlar ve benzer sekilde ozur dilerler.
Iste siz boylesiniz.
Bizim suni dunyamizda, insanlar benzer sekilde birbirine kazik atarlar ve benzer sekilde ozur dilerler.
Iste siz boylesiniz.
8.6.10
Yaz
Bisikletin arka demirlerine ilistirilmis bi cicek, sabah 7'de kalkmis olsanizda, gece cok gec yatmis olsanizda bi anda enerji verir,kosmak istersiniz. Saat 12 olmadan insanlar ogle yemegine cikmadan, bisikleti kaptiginiz gibi isyerinin onune gidersiniz. Quelle surprise!
2 sandevic à emporter Petite France'a gidilir, nehir kenarina cimenlere yerlesilir ve sinavlar boyunca gorusulemedigi icin yapilanlardan bahsedilir. Gunes tam tepede ve hava cok sicak. Biraz guneslenilir, biraz cimenlerde guresilir, biraz opup koklanir. Simdi biraz gezelim.
Bisikletlerle nehirin kenarindaki yolda gezilir, yanimizdan her gecen insana selam verilir, bugun guzel bi gundur.
Bilinmedik yerler kesfedilir, kopek gezdiren, cocuk gezdiren, paten yapan, kano yapan ve her yastan bir suru asik gorulur.
Evet Strasbourg'a yaz gelmistir. Cicekler acmistir. Askin ve ciceklerin kokusu karismis, burnunuzdan girmis cigerlerinize kadar dolmustur.
2 sandevic à emporter Petite France'a gidilir, nehir kenarina cimenlere yerlesilir ve sinavlar boyunca gorusulemedigi icin yapilanlardan bahsedilir. Gunes tam tepede ve hava cok sicak. Biraz guneslenilir, biraz cimenlerde guresilir, biraz opup koklanir. Simdi biraz gezelim.
Bisikletlerle nehirin kenarindaki yolda gezilir, yanimizdan her gecen insana selam verilir, bugun guzel bi gundur.
Bilinmedik yerler kesfedilir, kopek gezdiren, cocuk gezdiren, paten yapan, kano yapan ve her yastan bir suru asik gorulur.
Evet Strasbourg'a yaz gelmistir. Cicekler acmistir. Askin ve ciceklerin kokusu karismis, burnunuzdan girmis cigerlerinize kadar dolmustur.
5.6.10
Sevgiliden gelen en guzel hediye
Sinirlerinizin bozuk oldugu bi gunde aslinda ayri kalmak icin sozlesmissinizdir, sizi aglarken gorunce kalip, butun gece sizinle konusur. Bu sevgiliden gelen en guzel hediyedir. Ben Swarovski kolye falan istemiyorum.
5.6.10
4.6.10
Sinavlar ve tobleronlar
Bugun excel'de sinavlarin yaklasmasiyla internette gecirilmek istenen zamanin artmasi adli bir grafik yapacaktim, beceremedim. Soyle bir grafik x dogrumuz, zaman gostergesi olmakla birlikte 7 den baslayip 2 ye dogru azalmakta. Azalan sayilar sinava kalan gunleri gostermekte. Y dogrusu ise internette gecirilen zaman, yani 4, 5, 6 diye artis gostermekte. Buna gore sinavlara henuz bir hafta varken ortalama 4-5 saat internette oyalaniyorsam, suan, yani 2 gun kalmis iken 7-8 saati bulmakta, vicdanim el verse, popomundo'da vip uyelik yapip, twitter'ima bir suru tweet'ler atip, facebookta'ta onun, bunun paylastigi videolari izleyip bu sureyi arttirabilirim. Ama superego denen bisey var, iyikide var.
Neyse ben biraz ders calisayim, ama tweeter'ima guzel bir profil photo'su yukledikten sonra.
Neyse ben biraz ders calisayim, ama tweeter'ima guzel bir profil photo'su yukledikten sonra.
anyone else but you
3.6.10
31.5.10
Biraz ciddiyet
Iste Turk halkinin felsefe ve analitik dusuncedeki eksikliginin gostergesi. "Hitler hakliydi". Iste Turk medyasinin provokator haberciligi " Israil Turkiye'den Gazze'ye giden yardim gemilerini engelledi".
28.5.10
Communauté de l'Elephant
Biz sadece Fil komunotesindekilerle evleniriz, maymunlar komunotesindekilerle evlenmeyiz.
Yeni alinan yazlik ayakkabilar ve yagmur iliskisi
Yepisyeni alinan babetler, yazlik kot ve askili tisortle sokaga cikilir. Bisikletle bankaya gidilip, bi kac is halledilir. Bankadan cikarken bi kac damla duser, yagmur ciselemeye baslamistir. Markete gidilir. Ekmek, sut, su alinir, cikilir. Oda ne etraf sel olmus. Bisikleti alinip bi sacagin altinda beklenir. Ama yagmur durmaz, eve gidilmesi gerekir. Gokgurultuleri baslar. Alinanlar bisikletin sepetine doldurulur, hizla eve dogru yola cikilir. Sirilsiklam olmusuzdur ama sorun degildir, kazasiz belasiz gelinmistiir derkeen bisiklet park edilip, elde sepet kosarken, apartmanin merdivenlerin foosstt diye dusulur, popo ustune. Ondeki zencinin ayaklarini altina adeta. Ca va, ça va denip, eve gidilir. Yeni alinan babetler pert olmustuur.
19.5.10
Planète des papillons
- J'arrive pas faire caca.
- Pourquoi tu veux faire caca?
- Je croyais qu'on fait caca sur cette planète.
- Non, tu t'es trompé, on fait pas caca ici.
- Pourquoi tu veux faire caca?
- Je croyais qu'on fait caca sur cette planète.
- Non, tu t'es trompé, on fait pas caca ici.
16.5.10
Cumartesi
Cumartesi aksami La Nuit des Musées diye bisey vardi. Gece butun muzeler acik ve giris parasiz. Aksam 9 bucuk gibi kapim caldi. Allez, viens on va visiter les musées. Tamam dedim hadi madem ama zoologie muzesine gidelim. Sokaga bi ciktik. Her yer insan, sokak calgisiyla dolu. Havada pek ruzgar olmadigi icin yuruye yuruye zoologie muzesine gittik. Muze aslinda doldurulmus hayvan muzesi, bir suru insan vardi, cogunlukla cocuklar. Denizanalari, baliklar, timsahlar, maymunlar derken ciktik muzeden. Karnimiz acikti, hadi Francesca'ya gidelim dedik, makarna yiyelim. Saat 10 da kapaniyormus Francesca kostuk, kostuk, yetisebilmek icin. Ama satici bitti dedi. Bizde hayal kirikligiyla napalim napalim diye dusunuyorduk, arkamizda cok guzel bir sokak calgicisi grubu calarken. En iyisi Subway'e gidelim, hem orasi 11'e kadar acik. Subway'den 2 tane à emporter sandevic alip, St. Etienne meydanina gittik. Bu meydanda cok fazla hatira var. Bisikletini surekli bagladi direk, Mosquito onunde kizlarla bagara bagara konustugumuz sokak, yanindaki hep oturdugumuz kapi girisi, Vok'un karsisi.. Zaman cabuk gecmis, artik orda bizim yerimize baskalari oturuyor, konusuyo, sigara iciyo, opusuyo. Bunlari dusunurken icimizi huzun kapladi. Neselenmek icin hadi gel bu aksam sarhos olalim dedi ama olmadi, yorgunduk. Eve donup, sokaktan gelen sarhos insanlarin sesleriyle uyuyakaldik.
14.5.10
Bugun
Evindeyken, koltukta uyuyakalinca uzerime yorgani ortmeni seviyorum, ama bardak kirarak uyandirmani hayir.
quality street
Hayir en guzelleri once yedigimiz icin hep en kotulerin kalmis olmasi bu cikolatalarin kotu oldugu anlamina gelmez.
gola
Unutmamak icin not: camasirhanede camdan disari bakarken arkandan gizlice gelip kulagina "gola" diye fisildayinca korkuyosun.
la vita e bella
Unutmamak icin not: 2 gece once Hayat Guzeldir'i izleyip, filmin sonunda aglarken uyuya kalmak.
11.5.10
Cilekli ekler
Cilekli eklerin icinde krema arasinda cilek ve uzerinde cikolata sosu olur. Bir eylul sabahi kahvaltida cilekli ekler yemek, insanin butun bir ay manasiz yere gulumsemesine sebeb olur, hele ki bu ekler supriz bi eklerse.
9.5.10
Gol
Gol kenarindayiz, yagmur hafif hafif basladi. Henuz hissetmesekte, golun ustu pitir pitir su damlaciklarindan cikan halkalar. Evden cikmadan son dakika aklima gelen cilekleri yiyoruz, iyi ki pudra sekerini almisiz. "Ouvre la parapluie, il pleut." Semsiye acilir. Gercekten romantik bi sahne. Etrafta kimse yok sadece 2 ordegin gezindigi bi gol kiyisinda semsiye altinda cilek yemek. 5 dakika sonra yagmur durdu. Biraz cevreyi gezelim. Iste ilerde cimenlerin ustunde bir kugu ailesi. Biraz daha yakindan incelemeliyiz, yavrular cok tatli gozukuyor. Anne biraz kizgin, bize tiss yapti. Tamam tamam "on est gentil." dedik ve gittik. Semsiye yanimizda. Golun karsi tarafina kadar yuruyup geri donduk. Yine kugularin yanindan geciyoruz. Yavrular anne kugunun kanadinin altina girmisler, cunku yagmur yagiyor. Bu seferde baba kugu yanimiza gelip bize tiss yapti, bizde korkup kactik. Yagmur hizlandi. Golun hemen yanindaki makarnaci Francesca kapali ama sacagi var, oraya kactik. Merdivenlere oturduk. Wifi vardi, ipodundan biraz facebooka baktik. Hava ne kadarda kotu bu mayis ayinda. Neyse yagmur durunca hemen bisiklete atliyalim dedim. Yanimizda bi tane bisiklet oldugu icin ben bisikletin direksiyon kismina yuzum ona donuk sekilde bi elimde semsiye diger elimlede ona tutunarak gidiyoruz. Gokgurultusu ve simsekler basladi. Korkmaya basladik. Yagmur hizlaniyor. Bizi o halde gorenler guluyor. Bir yandan bu sekilde bisikletle gitmeye korkuyorum ama neyseki gelmek uzereyiz. Onun uzerinde mont olmadigi icin cok islanmis durumda, sakinlestirmek icin ona eve gidince sicak nesquik teklifinde bulunuyorum, ve 3 dakika icinde kapinin onundeyiz. Sutler microdalgada isitiliyor yorganin icine giriliyor ve bir pazar gunude boyle bitiyor.
Inscription à :
Articles (Atom)